EN-NÛR (اَلنُّورُ)256-Edayail-Rehyail-: Nurlandıran, aydınlatan, nurun/aydınlığın kaynağı, bütün kâinatı maddeten aydınlattığı gibi, kullarının hayat yolla¬rını akıl nimetiyle, gönderdiği kitap ve peygamberlerle aydınlatan; müminlerin kalplerini iman ile nurlandıran, âlemleri nurlandıran; istediği sîmalara, zihinlere ve gönüllere nûr yağdıran. Bütün eşyayı aydınlatan nûr, şübhesiz ki, Allah’ın zâtının nûrundandır. Çünkü göklerin ve yerin nûru O’dur. Nasıl ki, güneşin aydınlattığı her zerre, güneşin varlığına bir delildir, kâinatın her zerresinde görünen aydınlık da, o aydınlığı yaratan varlığın mevcud olmasına bir delil teşkil etmektedir.zührede zikrine devam edenler eş dost akraba herkesin […]
EN-NÂFİ’ (اَلنَّافِعُ)201-Tahtıyail-Rayhayail: Fayda veren, dilediğine fayda veren, bütün hayır ve menfaat elinde bulunan; hayır murat ettiği kimseden o hayrı geri çevirecek kendisinden başka kimse bulunmayan, hayır ve menfaat verici şeyleri yaratan. Menfaatları ve mazarratları, hayır ve şerleri yaratan Allah Teâlâ’dır. İnsana menfaat ve zararlar belli bazı sebebler altında geliyorsa da, o sebebler o menfaat ve zararların sahibi ve müessiri değil, birer perdesidir. Gerçekte zararın da faydanın da, hayrın da şerrin de yaratıcısı Allah’tır.zührede zikrine devam edenlerin düşmanları dost olurlar. Hiç ummadık yerlerden faydaları […]
EL-MUĞNÎ (اَلْمُغْنِي)1100-Ğakyail-Ğakyezeyail: Zengin kılan, kullarından dilediğini lütfü ile zengin kılan, dilediğini muhtaç olmaktan kurtaran, zenginlik verip tatmin eden, bütün mevcudatın bütün ihtiyaçlarını tükenmez servet ve hazinelerinden karşılayan ve varlık sahibi her bir yaratığa servet ve zenginliği ihsan eden. Allah Teâlâ dilediğini zengin eder, ömür boyunca zengin olarak yaşatır. Dilediğini de ömür boyunca fakirlik içinde bırakır. Bazı kullarını zenginken fakir, bazılarını da fakirken zengin yapar. Yahya bin Muaz: “Kıyamet günü fakirlik ve zenginlik tartılmayacak; fakirliğe ne ölçüde sabredildiği, zenginliğe de ne ölçüde şükredilmiş olduğu […]
EL-VÂHİD- Ehad (اَلْوَاحِدُ)13-19-Nevyail-Saceyail-: Bir, zâtında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde ve hükümlerinde asla ortağı veya benzeri ve dengi bulunmayan tek, bölünüp parçalara ayrılmaması ve benzerinin bulunmaması anlamında tek, eşi bulunmayan; birliğinin tecellisiyle kâinatı bir fabrika gibi çalıştırıp varlıkları o fabrikanın çarkları ve bir vücudun azaları gibi birlik, dayanışma ve bütünlük içerisinde birbirinin yardımına koşturan.zührede zikrine devam edenlerin kalbi masivanın bütün kirlerinden temizlenerek vahdete tevhide ererler. Yâ Vâhid” ism-i şerifini her gün 1000 defa okuyanın kalbindeki boş emeller, düşünceler yerlerini Allah sevgisine bırakır. Kalbi nur ile […]
EL-VÂCİD (اَلْوَاجِدُ)14-Acyail-Hatyail: Bulan, istediğini istediği anda bulan, istediği her şeyi bulabilen, elinden hiçbir şey kaçmayan, sonsuz derecede varlıklı olan, hiç bir şeye ihtiyacı olmayan. Kendisi için lüzumlu olan şeylerin hiç birinden mahrum olmayan. Zühre saatinde zikrinde devam edenlere sihir kar etmez hilekarların hileleri bozulur işe yaramaz.. Evladı olmayanlar zikrine devam ederse hak teala Salih bir evlat verir. Telef olmasından korkulan bir eşyanın üzerine okunursa mahfuz olur. Keşif erbabının cinli rahatsızlıklarda hastaya sıkıntı veren varlığı nerede olursa olsun hemen bulması bu ismin bereketiyledir. Eğer […]
EL-MUHYÎ (اَلْمُحْيِِي)58-Fedveyail-Keryail: Dirilten, hayat veren, can veren, cansız maddelerden canlı maddeler yaratan, hayatı veren ve onu rızıkla devam ettiren; hayat için gerekli olan şartları hazırlayan; bütün canlıları vasıtasız olarak kudretiyle ihya eden ve ölüleri dirilten; manen ölü kalpleri imanla hayatlandıran; kışta ölen sayısız canlıları baharda yeniden diril¬ten, sağlık veren. Allah Teâlâ, cansız maddelere hayat ve can verir. Her gün, her saat, her saniye yeryüzünde milyonlarca varlık hayat bulup dünyaya gelmektedir. Bütün bunlar, Allah’ın emr ü fermaniyle, yaratmasıyle ve müsaadesiyle olmaktadır. Allah yoğu var […]
EL-MUHSÎ (اَلْمُحْصِيُّ)148-Kehıtyail-Gasheyail: Her şeyi kaydedip sayan, bilen, her şeyi tek tek ve bütün ayrıntılarıyla bilen [“Bilinmeyen nice hazineler ve görünmeyen gayb aleminin anahtarları O’nun yanındadır. Onları kendisinden başkası bilemez. Karada ve denizde ne varsa hepsini O bilir. O’nun haberi olmadan bir tek yaprak bile düşmez. Yer altı tabakalarının karanlıkları içindeki tek bir tane, hasılı yaş ve kuru hiç bir şey yoktur ki açık, net bir kitapta bulunmasın” (En’âm 6/59)], ilmiyle maddî ve manevî bütün her şeyi kuşatan; ne zâtı ve ne de […]
EL-VEKÎL (اَلْوَكِيلُ)66-Setveyail-Kehyail-: Her şeyi uhdesine alan, güvenilip dayanılan, kulların işlerini yerine getiren, bütün varlıkları bütün halleriyle idare eden, bütün ihtiyaçlarını karşılayan, bütün hal ve davranışlarını bilen ve gözeten; kendisine tevekkül edenlerin her şeyine kâfi gelen, usûlüne uygun şekilde, kendisine tevdi edilen işleri en güzel şekilde neticelendiren. Kendisine iş ısmarlanan zâta vekîl denir. Allah Teâlâ en güzel ve en mükemmel vekildir. İşlerin hepsini tedvîr (döndüren), tedbîr (tedbir eden) ve idare eden O’dur. Fakat kendisi hiçbir işinde vekile muhtaç değildir. Zühre saatinde zikrine devam edenler […]
EL-HAK (اَلْحَقُّ)108-Gakhayail-Teyhayail-Bermiyail: Fiilen var olan, varlığı ve ulûhiyyeti gerçek olan ve hiç değişmeyen, ibâdete lâyık ve her hakkın sahibi olan. Hak, varlığı hakikî bulunan zâtın ismidir. Yani, varlığı daima sâbittir. Allah Teâlâ’nın zâtı, yokluğu kabûl etmediği gibi, herhangi bir değişikliği de kabûl etmez. Hakikaten vâr olan yalnız Allah’tır.zühre saatinde zikrine devam eden nefsinde varlık duygularından sıyrılır. Kaybolan bir nesne veya kimse için bir kağıdın dört köşesine şehid hakk yazılır, ortasına da kaybın adı da kağıdın ortasındaki boşluğa yazılır. Gece yarısı dışarı gökyüzünün altına […]
EL-MECÎD (اَلْمَجِيدُ)57-Vekayail-Retyail: Şanlı, şerefli, şerefi yüksek, zâtı şerefli, fiilleri güzel olan, her türlü övgüye lâyık bulunan. Bu ism-i şerîfin mânasında iki mühim unsur vardır: a) Azamet ve kudretinden dolayı yaklaşılamaz olmak. b) Yüksek huylarından, güzel işlerinden dolayı övülüp sevilmek. Zühre saatinde meşgul olanın Cenabı bari Teala’dan dünyevi ve uhrevi hacetleri kabul olur. Fiili güzelleşir.her ne işe niyet etse o işte hayır bulur gerçekleşir. Kamerî ayların 13, 14 ve 15. gününü oruçlu geçirip iftar vakitlerinde “Yâ Mecîd” ism-i şerifini 100 defa okuyan (50 yaşına […]