EL-CEBBÂR (اَلْجَبَّارُ) 206 Cayil-: Dilediğini zorla yaptırma gücüne sahip olan, iradesini her durumda yürüten, yaratılmışların halini iyileştiren, sonsuz ve sınırsız büyüklük ve kudret sahibi olan; bütün varlıklar bütün yönleriyle doğrudan doğruya kudretine bakan ve emrine boyun eğen; hiçbir şey hiçbir cihetle mutlak kudretine karşı koyamayan, kırılanları onaran, eksikleri tamamlayan; dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan. Bu ism-i şerif cebir maddesindendir. Cebir, “kırık kemiği sarıp bitiştirmek, eksiği bütünlemek” mânasına geldiği gibi, “icbar etmek”, yani, “zorla iş gördürmek” mânasına da gelir. Bu mânaya göre Allah Teâlâ Cebbâr’dır. Yani, kırılanları onarır, eksikleri tamamlar, her türlü perişanlıkları düzeltir, yoluna kor. Cebbâr’ın ikinci mânasına göre de; Allah Teâlâ kâinatın her noktasında ve her şey üzerinde dilediğini yaptırmağa muktedirdir. Hüküm ve iradesine karşı gelinmek ihtimali yoktur. Merih saatinde zikrine devam eden zalim münafık ve yalancılar üzerine galip gelir. Zikre devam ederse hakkında hiçbir söz söyleyemezler. Bu isimle Zalimleri kahredebilir. Bu isim kahriye isimlerindendir. Haksız yere hapse giren veya esir düşen kimse kırk gün sabah namazından sonra yirmi bir kere “Ya Cebbar,” ism-i şerifini okumaya devam ederse hapisten kurtulur. Bu ismi kemik çıkık ve kırıklarında ve kemiksel rahatsızlıklarda, zikretmek faydalıdır. Allahu alem bissavab
Malasef Yorumlar Kapalı.