Kategoriler
Tavsiye Siteler
Son Yazılar
Son yorumlar
11 yıl önce tarafından yazıldı, 248 kez okundu ve hakkında yoruma kapatıldı.

Bir Ramazan Bidati

 

Malum Ramazanı şerif içerisindeyiz ve halkın arasında tekrar filizlenen bir bidatın uyarısını yapmadan geçemeyeceğim

Hurafe şudur ki: kaç yıllık kaza namazınız olursa olsun ramazanın son cumasında veya ramazan içinde belli bir günde o kazaların yerine bir günlük kaza veya ona denk nafile namaz kılanın geçmiş kazaları kılınmış olur bu borçtan kurtulur kişi.

Bilin ki Kazaya kalan altmış, yetmiş senelik bir çok namazlar belli bir günde (Ramazan ayının son cumasında) kılınacak bir günlük namaz ile kaza edileceği ve böylece bağışlanacağı hakkındaki bu sözlerin hiç bir dinî değeri yoktur. Bu konuda rivayet edilen bir hadis, hadis alimlerinin ve diğer alimlerin açıklamalarına göre asılsızdır, uydurmadır, ümmetin icmaına da aykırıdır. Çünkü böyle herhangi bir ibadet, senelerce terk edilmiş olan farzların ve vaciblerin yerini tutamaz. Böyle bir iddia, farzların ve vaciblerin terk edilmesini, önemsenmemesini gerektireceğinden akla, şeriata ve hikmete aykırıdır. Günah, kolaylığa sebeb olamaz. Bu usul ilminde bir esastır. Bir de bu hadisi nakledenler hadis alimlerinden değillerdir. Bir kaynak da gösterememektedirler. Artık bu naklin ne değeri olabilir?
Kazaya kalan namaz, bizim için yerine getirilmesi gerekir. Kazaya bırakılan bir namazın dinen hükmü kılınması kazası farzdır. Biz bunu yerine getirmek zorundayız, bunu yapmazsak azaba hak kazanmış oluruz. Şu kadar var ki, kazaya kalmış olan bir namazı Yüce Allah dilerse bağışlar ve dilerse bağışlamaz. Bir namazı özürsüz yere kazaya bırakmak büyük günahdır (kebiredir) Bu namaz kaza edilmekle yerine getirilmiş olur. Fakat bunun geciktirilmesinden dolayı meydana gelen günahın bağışlanması için tevbe etmek ve Allah’dan afv dilemek lazımdır bol bol sadaka vermek gerekir. Herhangi bir bahane ile namazı geciktirip kazaya bırakmakdan son derece sakınmalıdır. Çünkü bunun günahı çok büyüktür. İnsan, gerek yaratıcısına karşı ve gerekse insanlara karşı olan borçlarını bir an önce ödemeğe çalışmalıdır. Hayatın süresi belli, çok azdır! Borçlarını ödemeden ahirete gidenlerin hallerine ne kadar acınsa azdır.

Yukardaki iddia, kesinlikle kazası gereken bir namazın, ona denk bir ibadetle kaza edilmesi hakkındaki farziyeti inkar etmektir ki, bu asla caiz olamaz. Bu konu üzerinde, Merhum Aliyyü’l-Kari’nin ve diğer alimlerin incelemeleri vardır. Aliyyü’l-Kari’nin “Mevzuatına”, Abdurrahim Fetvasına ve “Mev’ize-i Hasene’ye” bakılsın!..

Bu sebeble saf Müslüman kardeşlerimin bu dinen hiçbir hükmü olmayan bidate kanmamalarını ve varsa kazaları ihmal etmemeleri, dine uygun bir şekilde kılmalarını naçizane tavsiye ederim.Vesselam

Etiketler:

Malasef Yorumlar Kapalı.